Kesk’ten Ankara’da Protesto: “2023 Bütçesinde Halkın Sırtındaki Vergi Yükü Artıyor”
HABER: CEYLAN SAĞLAM – Kamera: DURSUN ALKAYA
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri, Ankara’da TBMM’de görüşülen 2023 bütçesini protesto etti. Eğitim Sen 3 Numara Şube Başkanı Cemal Erdoğan, “Maaşlarımızdan ödeyeceğimiz vergilere, yararlanacağımız kamu hizmetinden faturalarımıza kadar hayatımızın her alanını bütçe belirliyor. Hem doğrudan hem dolaylı bütçeyi oluşturan vergiler bizden ve halktan alınıyor… 2023 bütçesinde halkın üzerindeki vergi yükü ağırlaşıyor.” .
KESK Ankara Şubeler Platformu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan 2023 bütçesi ile TÜİK’in bugün açıkladığı kasım ayı enflasyon bilgilerini Selanik Caddesi’nde protesto etti. Protestocular, “Seçim Bütçesi Değil, Geçim Bütçesi İstiyoruz” yazılı pankartlar taşıdı.
“BÖYLE BULUTLU ARTIŞLAR BİZE GİTMEDEN ADALETSİZ GELİR VERGİSİ KESİNLİKLERİYLE İADE EDİLİYOR”
KESK üyeleri adına Eğitim Sen 3 Numaralı Şube Başkanı Cemal Erdoğan konuştu. Erdoğan şunları söyledi:
“Ülkeyi yönetenler yıllardır ‘Memurlarla toplu sözleşme yapıyoruz, memuru, emekliyi enflasyonla ezmiyoruz’ diyorlar ama her defasında TÜİK enflasyonuna ya da TÜİK’e göre maaşlarımıza zam yapıyorlar. bugün TÜİK rakamlarına göre yıllık enflasyon yüzde 84,39 ama yaşadığımız hayat pahalılığı en az iki katı.
Maaş artışlarımız sanal TÜİK enflasyonuna göre altı ay geriden yapılıyor. Sözde yapılan zamlar daha cebimize girmeden haksız gelir vergisi dilimleriyle geri alınıyor. Mali ve sosyal özlük haklarımız her geçen gün geriye gidiyor; Güvencesiz istihdam politikaları sonucunda çalışma hayatında onlarca modüle bölündük.
“BÜTÜN VERGİ YÜKÜ HALKIN OMUZUNDA”
Artan yoksulluğumuz ve kötüleşen yaşam koşullarımız karşısında 2023 Bütçesi TBMM’de görüşülüyor. Maaşlarımızdan ödeyeceğimiz vergilere; Yararlanacağımız kamu hizmetinden faturalarımıza kadar hayatımızın her alanı bütçe tarafından belirlenir. Bütçeyi oluşturan dolaylı ve dolaysız vergiler bizden, halktan tahsil ediliyor. Tüm vergi yükü bizim omuzlarımızda, milletin omuzlarında. Ama bizden toplanan vergiler bize insanca yaşanacak bir ücret, ‘yol, su, elektrik’ olarak dönmüyor. Zenginlere, patronlara ‘muafiyet’, ‘istisna’, ‘vergi indirimi’, ‘vergi affı’ olarak ‘vergi barışı’ olarak aktarılıyor.
Yıllardır neredeyse birbirinin aynısı olan bütçelerle oynuyoruz; Kamu çalışanlarının, emeklilerin, işçilerin, gençlerin, kadınların ve kamunun bütçe hakkı hiçe sayılıyor. Bugüne kadar biz emeklilerin ‘Emeğe ve Millete Destek Bütçe’ talebi ‘bütçe imkanlarımız kısıtlı’ denilerek görmezden gelindi.
“2023 BÜTÇESİNDE HALKIN sırtındaki VERGİ YÜKÜ AĞIR”
Yıllar içinde uygulamaya konulan bütçelerle geldiğimiz nokta ortada. Halkın yüzde 99’u her geçen gün daha da yoksullaşırken ve güvencesizleşirken; %1’lik azınlık daha da zenginleşti. Sadece son iki yılda büyümede emeğin payı yüzde 11,2 azalırken, sermayenin payı yüzde 11,1 arttı. Ülke biz işçiler için ‘Asgari Ücret Ülkesi’ne dönüştü.
2023 bütçesinde halkın üzerindeki vergi yükü ağırlaşıyor. Eğitim ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere kamu hizmetlerine bütçeden ayrılan pay azalırken; Faiz, Döviz-Tasarruf Sistemi, müşteri garantili şehir hastaneleri, yol, köprü, havaalanı, tünel inşaat müteahhitleri, beşli çeteler ve sermayeye aktarılan paylar artıyor.
“VERGİDE ADALET İSTİYORUZ, KAYBANANDAN AZ VERGİ, KAZANANDAN DAHA ÇOK VERGİ İSTİYORUZ”
Erdoğan taleplerini şöyle dile getirdi:
“Bütçe hakkımızın önündeki sorunlar giderilmeli, bütçe süreçlerine halkın ve işçilerin aktif katılımı sağlanmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması, tasfiyesi ve özelleştirilmesi durdurulmalı, kamu hizmetlerine ve yatırımlara ayrılan pay artırılmalı Cinsiyete duyarlı bütçe uygulanmalı Yoksulluğun bitmesi üzerinden insanca yaşamaya yetecek bir fiyat verilsin Bütçe sözleşmeye değil adaletin, emeğin, barışın ve demokrasinin tesisi için kullanılsın, taşeron, ücretli, vekaleten politikalar, silahlanma Engelli vatandaşların erişilebilirlik sorununun çözülmesi, engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi, Engelli hizmetlerine ayrılan bütçenin yüzde 1,6’dan yüzde 5’e çıkarılması sağlanmalıdır. gelir garantisi sağlanmalı, temel tüketim maddelerine son bir yılda yapılan zamlar geri alınmalı, söz konusu hususlardaki KDV sıfırlanmalıdır. Gıda, barınma, giyim, elektrik ve ısınma giderleri için ödenen vergiler gelir vergisi matrahından indirilmelidir. Tükettiğimiz her şey üzerindeki dolaylı vergiler azaltılmalıdır. Gelir vergisi oranı yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülmeli ve yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Düşük gelir vergisi tarife dilimlerinin asgari taban fiyatı veya yeniden değerleme oranları esas alınarak güncellenmelidir. Kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan imtiyazlar kaldırılmalı, serveti belli bir düzeyin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmalıdır. Kamunun cebinden alınan Kamu-Özel İşbirliği projelerine ve Döviz Korumalı Mevduat sistemine aktarılan Hazine garantilerine son verilmelidir. Vergilerde adalet sağlanmalı, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı.
BOZGEYİK 17 ARALIK’TA ANKARA TANDOĞAN GÖRÜŞMESİNİ ÇAĞRIYOR
KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik ise yaptığı açıklamanın ardından 17 Aralık’ta yapılacak mitinge katılım çağrısında bulundu. Bozgeyik dedi ki:
“Hepimiz görüyoruz ki bu iktidarın her söylediği, her politikası boş, işçiye, yoksula, emekçiye karşı siyasettir. Bu itibarla bütçe kaynaklarımızın vergilerimizle biriktiğini hepimiz görüyoruz. kamu hizmetine, eğitime, sağlığa, istihdama, işsizliğe demokratik bir bütçe ayrılmıştır.İşsizliğe karşı demokratik bir toplu sözleşme ile kamu emekçilerinin insana yakışır ücrete ulaşmasını sağlamak için 17 Aralık’ta Ankara’da Tandoğan Meydanı’ndayız. Yoksulluğun ve yoksulluğun, vergi adaletsizliğinin ortadan kaldırılması için Sevgili Ankaralılar, bu sadece kamu emekçilerinin değil, talebimiz geçimini sağlayamayan esnafımızın, bir daha yaşayamayan öğrencilerimizin, bizim de emeğimizdir. kadın arkadaşlar ve insanlar.”